İrem Şimşek tarafından 23.05.2023 21:03 tarihinde yayınlandı.

Berrak Tüzünataç, 2010 yılında evinin terasında komedyen Şahan Gökbakar'la yakınlaştığı anın magazin muhabirleri tarafından görüntülenip yayınlanmasıyla ilgili olarak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde açtığı davayı kazanmasını değerlendirdi.

Bu olay, 13 yıl önce hem psikolojik olarak hem de iş olarak beni çok etkileyen bir durumdu. O zamanlar 25 yaşındaydım ve tüm ülkenin gözü önünde gerçekleşen bu olayla ilgili hukuki bir mücadele başlatmıştım. Sonuçlanana kadar sessiz kalmıştım. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde haklı bulundum. Yani inandığımız bir şey için mücadele etmekten vazgeçmememiz gerektiğini gösterdi. Bu, hayatımın her yönden zorlu bir dönemi oldu. 13 yıl sonra hak ettiğim bir sonuç almak önemliydi. Bu karar, uluslararası hukukta "Tüzünataç kararı" olarak literatüre geçti ve aynı zamanda soyadım ve atalarım için güzel bir gönderme oldu.

Tüzünataç, "Gerçekten fiziksel tacize uğradın mı? 'Benimle birlikte olursan işi kaparsın' gibi teklifler aldın mı?" şeklindeki soruya da samimi bir cevap verdi.

Hayır, böyle bir şey yaşamadım. Aslında taciz algısındaki bir sorun da burada. Her şey bu kadar net olmak zorunda değil. Tacizin birçok boyutu var. Bu dava bile işime engel oldu ve bu da bir anlamda magazin basınının tacizi olarak nitelendirilebilir. Tacize uğramak, sadece bir zengin patronun gelip "Yoksa işini bitiririm" demesi anlamına gelmiyor. Tacizin birçok boyutu ve şekli var ve hepimiz bir şekilde bu tür tacizlere maruz kalabiliyoruz.

Benzer İçerikler

Velonga Haber Yazılımı ile hazırlanmıştır.